Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

8 Ağustos 2010 Pazar

Siz bilmezsiniz ben bilirim

Siz bilmezsiniz ben bilirim ne çok şeydiniz orada elinizi ilk tuttuğumda dünya değişmişti işte göğün gözü açıldı o zaman siz öyle bir sarıldınız ki sonra bana ben sarılmak neymiş orada öğrendim içine sığamayacağım yerleri dolaşasım geldi sizinle İstanbul olmuştuk sanki her şeyin maketini yapardık bıraksaydınız bir güç gelmişti bana bir kuvvet sevilmeyen ne kadar çocuk varsa severdim gidilmeyen her yere giderdim şehrin bütün dilencileriyle paylaşasım oldu birden cebimdeki paraları tuhaf bir insanseverlik çöktü üstüme sanki gülmek ilk defa yakıştı o zaman bana orada elinizi ilk defa tuttuğumda siz öyle çok şey oldunuz ki siz bilmezsiniz kimse bilmez ben bilirim sanki yaralı aklım gideceği ülkeyi bulmuştu bu kez öyle sanmıştım bildiğim her şeyi anlatayım istedim size okuduğum bütün kitaplardan bahsedeyim sevdiğim yaşadığım ne varsa haberiniz olsun bütün numaralarımı bir çırpıda sergileyeyim öyle etkileyeyimki sizi bırakmayın elimi utanmayı aklıma getirmedim insan zaman eşya umrumda değildi orada bir siz vardınız bir ben keşkelerin tamamı tedavülden kalkmıştı etrafımız delirmişti tartıcı çocuk sarhoş olmuştu güvercinler aptallaşmıştı ben ömrüm boyunca büyüye meyleden ben ilk defa büyü yapabilmiştim ben sizinle o kadar güzel olmuştum ki siz de ancak bu kadar güzel olurdunuz zaman bile çıldırdı orada ben sizin elinizi tuttuğumda dünya ellerimizden ibaretti avucumuzun içine almıştık onu gökyüzüydü yeryüzüydü o kadar ufalmışlardı ki... Çay içtik sonra siz geçer sandınız geçmedi bakın -sen-din siz oldunuz sonra ama siz bilmezsiniz ben bilirim işte elim şimdi yarım kalmış inşaat...

1 yorum:

  1. Hiçbir şey hissetmemek... Uzun zamandır yaşadığım şey bu mu gerçekten? Mutlu ya da mutsuz diye bile ad koyamıyorum buna. Acı, telaş, üzüntü, sevinç, hiçbir şey yok, hayır, yok işte, yok, insan olduğumu bana hatırlatacak hiçbir duyguya yer yok içimde...

    Ne zaman oldu bu, kaç zamandır böyle hissediyorum, belki bir gün, bir ay, bir yıl, belki de çocukluğuma kadar gidiyor bu, yok yok abartmayalım, sevdiklerimden kopalı beri mi böyle hissediyorum? Ben gerçekten birilerini seviyor muyum ki, onu bile bilmiyorum...

    Yalnız mıyım şimdi, evet; öncesinde daha mı farklıydı sanki ben hep yalnızdım, yanımda kim olduğunun önemi yoktu ki, şu kapıdan içeri girdim mi kafamda milyonlarca fikir, kuyrukları birbirine değmeyen yüzlerce tilki gezinmiyor muydu, ne okuduğum kitaplar ne yazdığım yazılar işe yaramıyordu ki bu yalnızlığı gidermeye... Aradığım ne bilmiyorum, yalnızlığımı giderecek arkadaş, işe yarayacak mı ki, sonunda yine bir taraf lanetler okuyarak çıkmayacak mı diğerinin hayatından?

    Beklenti içinde olmaktan sıkıldım sanırım, belki de bu yüzden yalnızım...

    YanıtlaSil