Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

24 Eylül 2011 Cumartesi

EKİNOKS..

Geniş zamanlar ararken olanı da kaybettik
Akla ziyan endişeler ontolojik kaygılar
Belki aslında hayat bir büyük rakı şişesi
Belki sen hiç olmadın belki ben hep sarhoştum
Belki bu hikayede bir tek annem haklıydı..

Ne ehemmiyeti var ha olmuş ha olmamışım
Belki hayat aslında enine çizilmiş plak
Yükseldikçe çatallanan alkol sabahı sesim
Belki sende bulduğum kaybettiğim her şeyim
Belki yalnız susmalı, kelimeler kifayetsiz
Sen bana çok erkendin ben evimde adressiz

Ne garip şey koskocaman dünyayı
Zavallı eksenimizden ibaret sanmamız
Coğrafyacı öğretmişti ekinoks diye bir şey var
Gündüzle gecenin eşitlendiği zaman
Aşk geniş bir eşitsizlik uzaklaştıkça anladım
Belki bütün doğrular anlamlarından saptılar
Belki ben kaybolunca diner bütün sancılar.

16 Eylül 2011 Cuma

Rötarlı Şiir..

"Ne senin güldüğün var ne de beni
Daha geniş bir salona aldılar.."

Rötarlı Şiir

Uzanayım iyi eğitimli bir karyolaya
Sonra yıllar geçsin, sonra sen yok ol
Uyanayım sonra olmadığın bir istasyonda
Rötar yapmış tüm trenler gölgemden geçsin
O biçim kadınlarla hiç susmadan konuşayım
Bir güç gelsin bana bir kuvvet
İltihaplanmış bütün viyadükleri iyileştireyim
Engel olayım kompartımanlarda uykusuz babaların
Çocuklara bağırmasına
Cevapsız tüm mektupların cevaplarını yazayım
Onarayım kasaba istasyonlarındaki bozuk duvar saatlerini
Sen aslında rüya ol, kondüktörlere anlatayım..

Uzanayım yayları kırık bir karyolaya
Yanı başımda raylar uzansın
Dünyanın bütün makinistleri birleşip
Bilmediğim dillerde şarkılar söylesin
Kapatayım gözlerimi usulca
Öksüz çocukları gezdiren trenleri seveyim

Uzanayım koğuşun ortasındaki karyolaya
Ziyaretçi defterinde yazmasın ismin
Son seferine çıkan bir trene bin ve git
Doktor beni alkolle yıkasın
Kalmasın tenimde izin..

14 Eylül 2011 Çarşamba

Başıbozuk Şiir..

Ağaran saçlarımın ardında bin saçmalık bin hikaye
yarısını kustuğum White Russian
Ve olaylar ve olaylar..
"Baba, ben yürüyemiyorum gelip beni alsana"
Babam burdan çok uzakta, bir şey yapsın belediye.
Zippomun benzini harap hepten tükettim ne varsa
Ne varsa sende var dedim sen de uyudun aksilik.
Sendeleyerek geçtim caddeyi boydan boya
Attığım her adımda salyamla karışık izim
Kafam yine karmakarışık, yaşasın emperyalizm..

Ben bu gece çok ağladım annem de yoktu yanımda
Babama sorsan zaten çok ayıp erkek ağlamaz
Erken teslim oldum sana ve hayata..
Ve koduğumun şehrinin her yanı başıboş köpek
Ve yağsın derim yağmaz başına buyruk yağmur
Ve kalmamış son açık bayide kısa Parliament.
Sevgilim uyuyorsun ya sen herşeyden habersiz
Aman kaçmasın uykun bağlarım ben köpekleri
Hem bağlarım hem ağlarım nasılsa gün doğacak sensiz..

7 Eylül 2011 Çarşamba

Tesirsiz Parçalar 71..

71.

Öylece geçip gitti yanımdan. Görmemiş gibi yaptı, orada yokmuşum hatta aslında hiç olmamışım gibi davrandı bana. Hayır hayır davranmadı. Ben herhangi bir davranış değişikliğine bile yol açamadım. Benim herhangi bir davranış değişikliğine bile neden olamayacak kadar değersiz bir mahlûkmuşum gibi hissetmeme yol açtı ve sıkı sıkı tuttuğu gorilinin elini bırakmadan yürüyüp gitti. Aslında karnımdan beynime doğru hızla yükselen gazın sesini dinlesem ağzını yüzünü sikip atardım ama dua etsin ki ben öncelikle bir Orhan Gencebay dinleyeniydim ve Orhan Gencebay’ın kadın dövdüğü vaki değildi. Kafam, içinde fillerin porno film çektiği Serengeti çayırlarına dönüştü birden bire. Milyonlarca şeyi aynı anda düşündüm, milyonlarca küfrü aynı anda ettim, milyonlarca acıyı aynı anda çektim ve tüm bunlara rağmen dudaklarımdan tek bir kelime döküldü. Sabır.. Sabır dedim kendi kendime, önümdeki birayı kafama diktim ve olası bütün kalınlık ihtimallerini zorlayarak dudaklarımda beliren imkansız kalınlıktaki bira köpüğü çizgisini silmeden gözlerimi boşluğa yasladım. Sonra yavaş yavaş Serengeti’nin azgın fillerinin yerini Orhan Gencebay aldı ve ustayla birlikte usul usul söylemeye başladık. O kafamın içinde dışından söylüyordu, ben de içimden eşlik ediyordum…

Geçti artık değil mi bizim
Neşemiz her şeyimiz.
Hayat ıstırap felek kahpe
kahpe değil mi ?

İnevitable Humor !

Ucuz hayatların anlatımı da ucuz oluyor
Al sana pulp mı pulp fiction ister oku ister ağla
Aklımda sen de olsa yanımda hep başkaları
Kendi iradesini dayatıyor işte hayat
Ve galiba haklı Sören Kierkegaard !!

Soylu iç çekmeler asil aşk acıları
Hepsinin sınırı artı bir duble daha rakı
Bildiğim küfürlerin yarısını savurmuşken
Bir ayıba son verir gibi karşılaşınca gülümsemek
İkimize de yakışmıyor en iyisi görmezden gelmek

Beni anladığını söylemen teknik olarak mümkün
Acılarımızın aynı kapıya çıkması da muhtemel
Ama aramıza giren bir kaç insan bedeni
Yalanlar ve aldatmalar ve İnevitable Humor
Ve güzel olan ne varsa parçalamaya muktedir bu eller.
Bu ellerle tekrar okşasam saçlarını
Kaç tas su olup biten her şeyi temize çeker?

Tesirsiz Parçalar 70..

70.

Güneşin batmaya üşendiği kıyıdan
Tanrım dedim Allaha kafam nasıl karıştıysa
Tanrım dur Tanrım duy Tanrım iyi değilim
Tanrım sorsana anneme ilaçlarım nerede?
Uydumdu uyandımdı elimde Carlsberg kutusu
Kalktı önümden perde aktı zaman bir yandan
Merasimle uğurladık Savaronayı
Enveriye tren istasyonundan
Şezlong dolusu ejderha ulurken bir ağızdan
Yes'li Oh'lu my'lı god'lı beynelminel orkestra
Medeniyet dediğin çok faktörlü güneş kremi
Ve sevgilim tatilde bikini giymesin değil mi?