Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

20 Ağustos 2013 Salı

Tesirsiz Parçalar 221..

221.
Yirmi yıl önce dünyayı değiştirebileceğimi zannederdim. On yıl önce dünyanın buna değmeyeceğine, çevremi ve kendimi değiştirmemin yeterli olacağına inandım. Bir kaç yıl önce de iyice hedef küçültüp, sadece kendimi değiştirebilmek için harcamaya başladım bütün enerjimi..
Şimdi ise çoraplarımı değiştirmeye bile üşeniyorum. Bok yesin her şey değişir diyen filozof. Ne dünya, ne insanlar, ne çekilen acılar değişiyor. Sadece rüya görüyor ve umutsuzca uyanacağımız anı bekliyoruz..
Bir meyhane sandalyesi ya da onkoloji kliniği ya da rahat ev yatağı, ne fark eder? O kadar uzak ki aslında herkes herkese, yan yana olsak bile dokunamıyoruz birbirimize..

19 Ağustos 2013 Pazartesi

Olmadık Yerde Biten Rakının Ardından Yazılan Şiirdir

İrtifa kaybedip, kazanacağım yerde
Alkolün ve kalabalığın verdiği esenlikle
Gülümseyerek düşündüm seni, kendimi bir şey zannedip
Oradayken sen ve ben buradayken
İp gerip aramıza yanına gelirim zannederken
Hop! dedi dış ses, kalkalım, rakı bitti!
O an hayvan gibi sövdüm Hegel'e ve Heideggere'e
Sikerim ulan dedim tin'i de ontolojiyi de
Bana ne ulan, bana ne, bana ne, niye?
Niye oradasın sen, neden ben buradayım?
Neden burda kuşlar salak, neden bizim denizimiz yok?
Ve bir yığın soru daha, aynı şeyle biten, niye?
Sigaram var, ayakkabım var, rakı bitmiş, sen yoksun
Alsın biri ayakkabılarımı, seni bana yürütsün
Canım yanıyor be işte, insafın hiç mi namı yok?
Ben ağlarım, susarım sonra, kimselere demem bir şey
Sen ağlama , susma da ama, bak buna bağlı her şey..

12 Ağustos 2013 Pazartesi

Mesaisine Geç Kalmış Ağustos Böceği


Tekel bayii ile onkoloji kliniği arasına
Uzun ve kalın bir ip gerip yürümek istedim üstünde
Terliyor muyum koltuk altlarım mı ağlıyor anlayamadım gitti
Ve sıcak olup olmadığına bir türlü karar veremiyorum gecenin
Bir şey gibiyim, bir böcek, bir değersiz şey işte
Evet evet bir böcek her şeye geç kalmış
Ayındayız tam da bir Ağustos böceği
Mesaisine geç kalmış bir Ağustos Böceği'ne
Bir şey demez diğerleri sadece görmezden gelir
Durdukları yere bile geç kalmayı becerenler
Yok kere yok olmanın ağrısını iyi bilir.
Tam ortasında durduğum bir yolun
İki yanından geçiyor sağlı sollu hayaletler
Geçmiş ne tuhaf spor, geçti deyince geçmeyen
Gelecek, bir okyanus ve ben yüzme bilmeyen
Gazoz kapakları gibi şişe üstündeyken mağrur
Açıldıktan sonraysa çöp, sanırım türkçesi kader..

9 Ağustos 2013 Cuma

Sığınıp İsimsiz Bir Katedralin Gölgesine

Aklından bir katedral tut beni bahçesine gömsünler
Dilini bilmediğim zangoç dışından Fatiha okusun
Sevgilim insan bazen yalan söylemeye bile üşenir
Çocuklar geçer yanından dönüp bakası gelmez
Zaman olur iki kişinin inandığı yalan bile
Bir bakarsın yalan olmaz gerçeğin kralı olur
Herkes ne mutlu ne tuhaf hiç mi özledikleri yok?
Ben ki ölüp özlemekten katedraller düşünürüm
Sevgilim aklından bir katedral tut sonra
Sonra hiç bırakma, o hep aklında kalsın
Kimseler anlamaz beni ihtimal tek sen anlarsın
Sen nerdesin ben nerdeyim ne içtim böyle ne tuhaf
Ne çok tuhaf dedim oysa hiç sevmem tuhaf lafını
Bu bile tuhaf işte hadi sen bi' katedral tut
Katedraller bazen müze anlamına gelir
Seni seviyorum ben biliyorsun değil mi?
Her şey geçer aşk kalır, sen bilmezsen rabbim bilir..

7 Ağustos 2013 Çarşamba

Tesirsiz Parçalar 220..

220.

Kötü alışkanlıklarım olup olmadığını sordu sonra. Beher seviyede içki ve sigara kullandığımı, mütemadiyen iddaa ve at yarışı oynadığımı, ayrıca da Kafka okuyup Ferdi Tayfur dinlediğimi söyledim. İçki ve sigara makul seviyeye çekilebilir, şans oyunlarından da el ayak çekmek mümkün ancak Kafka ve Ferdi Tayfur pazarlık konusu bile yapılamaz diye de ekledim. Açık birer oralet daha söyledik. Sonra kalktı, pazara gidip bakla alması lazımmış. Yüzüne güle güle dedim, içimden de siktir git. Kendi kendime '..., bir sabah uyandığında kendini dev bir ayıya dönüşmüş olarak bulur' diye mırıldandım. Peşinden de Ferdi Baba'dan Postacılar'ı ıslığımla piç ederek ağır ağır masadan kalktım. Cebimde yarım paket sigara vardı, akşam Beşiktaş'ın maçı vardı, annemin yüksek tansiyonu vardı, çevremde koşuşturan herkesin çok işi vardı, galiba bir tek benim hiçbir şeyim yoktu. Aptal bir gülümseme yerleşti birden dudaklarımın kenarına. Olsun dedim, olsun, siktir et..