Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

26 Mart 2012 Pazartesi

Tesirsiz Parçalar 115..

115.

Mangaldaki köze gömülüp çıkartılan patlıcan bir poşete koyulup hava almayacak şekilde iki dakika kadar bekletilirse kolayca soyulur. Binboa Satsuma ılık Red Bull'la içildiğinde bir halta yaramaz. Krematoryumların tabanları fayanslarla döşeliymiş temiz görünsünler diye. Nabokov ve Soljenstin ve Grossman ve Pasternak'ın ortak noktaları nedir bilir misiniz? Bilmiyor musunuz? Ben biliyorum. Başka.. Başka bir sürü şey daha biliyorum. Hayatımı bilinebilecek her şeyi bilmeye adadım ben. Olur da günün birinde birileri bana bir şey sorar ben de pat diye cevap verir böylece bir işe yaramış olurum umuduyla ilaç prospektüslerine,nizamiye talimatnamelerine, buruşturulup fırlatılmış gazete kağıtlarına, ev aletleri kullanma kılavuzlarına, solaryum broşürlerine, el ilanlarına, duvar yazılarına, romanlara, ansiklopedilere, biyografilere, masal kitaplarına, gezi kitaplarına, yemek kitaplarına iştahla saldırdım.. Amazonlardaki bitki örtüsünden ve 17. yy. saray mutfağından ve Gütenberg'in bastığı ilk on kitaptan ve Rugby'nin kaç kişiyle oynandığından haberdarım. Kısıtlı malzemeyle nasıl bomba yapılır, çivi ne zamandan beri kullanılmaya başlamıştır, Buckhingam sarayının kaç odası vardır sorun hemen cevap verebilirim. Evet evet her boku bilen adam diye bir şey varsa işte o benim.. Ama tüm bunlarla uğraşırken bir şeye zaman bulamadım. İnsanlarla nasıl anlaşılır, insanlar birbirlerini nasıl idare edebilirler bir türlü öğrenemedim. Bildiklerim beni potansiyel bir bilgi yarışması telefon jokeri haline getirdi. Oysa ben bilinmeyen sorularda akla gelen adam olmak yerine okeye dördüncü olarak çağrılan adam olmayı ya da rakı masasına muhabbet için çağrılmayı isterdim. İnsanları çok ihmal ettim. Neyse ya şımarmayın sevgili insanlar olan olmuş bundan sonra hibir şey değişmez elbette. Bunu sonuna kadar okuduysanız eğer süratle unutun, çünkü yarın bana bu yazdıklarımdan bahsedip yaklaşmaya çalışan olursa aranızda sopayla kovalayabilirim. Şimdi sessizce dağılın..

22 Mart 2012 Perşembe

Tesirsiz Parçalar 114..

114.
Çok şey gördüm çok duydum çok okudum çok yeter
ağrıyan yerlerime iyi gelmez hiçbiri
gel sen sigaranı diz kapağımda söndür
serp külünü kuytuma grilere bulanayım
ruhum kraliçesi pavyona düşmüş arı kovanı
aklını kaybetmiş arıyı söyle kim sakinleştirebilir?
gel sen bana semaverde papatya çayı demle
papatyalar sadece yemek için değildir
bir demlik papatya çayı çok şeyi halledebilir.
Kalbi kırık adamlarla belediye ilgilensin
düşsün zabıtalar peşine kötü yazılmış şiirlerin
gel sen bize yanına bir tomar papirüs al
kötü yaşanmış hayatlar itinayla temize çekilir..

16 Mart 2012 Cuma

Tesirsiz Parçalar 113..

113.

Jean Baudrillard modern zamanlarda sahte ile gerçeğin yer değiştirdiğini ve 'eksinin eksisi artıdır' diyen evrensel mantık ilkesinden yola çıkan simülakratörler tarafından oluşturulan sahtenin sahtesi gerçektir zannının doğduğumuz andan itibaren beynimize onluk çiviyle çakıldığını söyledi her fırsatta. Baudrillard'dan 2500 yıl önce yaşayan Platon da çok daha anlaşılır bir ifadeyle yaşadığımız dünyanın kötü bir 'idea' taklidi olduğunu, gerçek zannettiğimiz şeyin duyularımızla algılayamayacağımız 'asıl gerçekliğin' kusurlu bir kopyasından başka bir şey olamayacağını anlattı öğrencilerine. Ondan önce yaşamış olan Septik-Sofist Georgias ise ilk ve son noktayı en baştan koymuştu aslında. 'Hiçbir şey yoktur, olsaydı da bilemezdik, bilseydik de aktaramazdık!'
Baudrillard'ı, Platon'u ve Georgias'ı hayatı boyunca hiç duymamış, tesadüfen tanıştığım ayyaş bir park filozofu şuna benzer bir laf etti geçenlerde. Çektiğimiz hiçbir sıkıntı gerçek değil! İnsan ruhunun acıyla kurduğu ilişkinin sebebi de sonucu da aynı aslında. Kendisi.. Kendisi ve hasta beyninin yol açtığı mesnetsiz abartılar.. Otu boku abartan birer manyak mıyız, aslında haklı olan sadece Nihilistler mi bilemem. Belki de gerçekten bildiğim tek bir şey var, hiçbir şey bilmediğim..

9 Mart 2012 Cuma

Eflatun At Olabilir..

Kapatsan gözlerini uzansan kanepeye
kapatmasan da olur tabi merak etme problem yapmam
bu akşam senin için bir sürü fedakarlık yapabilirim
şimdi istesen benden son sigaramı bile veririm
şimdi mesela ikimiz son sürat giden bir trene
yetişemesek bile binmeye niyet edebiliriz
ameller niyetlere göreyse varsa harbiden öyle bir şey
niyet etsem sıkı sıkı uyurkenden uyanıncaya
uyandığımda belki seni yanı başımda görebilirim..

Bir ikimiz kalsak şimdi terimizi silmeye
bir üşensek bir üşensek kalsak öyle sırılsıklam
uyuyakalsak öylece birlikte aynı yere
sabitlemişken gözlerimizi aynı anda uykuya dalsak
eflatun bir at görsek rüyamızda aynı anda
eflatun at olmaz deme deneyelim bak olabilir
yeter ki uyuyabilelim çünkü beraber uyumak
her türlü ön yargının üstesinden gelebilir..

3 Mart 2012 Cumartesi

Tesirsiz Parçalar 112..

112.
Boşalmış sigara paketini ters yüz edip masada
rengini unutmuş kalemi kırılasıya bastırarak
içinde laleler geçen boktan püsürden satırlara
içinden intiharlar geçen satırlarla saldırdım
aramızdaki mesafe ışık yılı bile değilken
ne ben gelebildim yanına
ne seni yanıma aldırdım..

Eli saçında kadınlar mütemadiyen geçerken
eli böğründe adamlar bakarken arkalarından
hayalleri ve salyaları dağıldıkça dört bir yana
gitmeler ve bakmalar köşe başlarında kesişir
biz ikimiz üstesinden gelemeyiz bunların
biz üstesinden gelemeyiz belki bir tren gelir..

Belki bir tren gelir uzaktan içinden kimse inmez
beklediğimiz hiç kimse yok anneme de söyledim
olsun dedi o da içi boş bile olsa
trenler var oldukça bir umut var demektir..