Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

27 Ağustos 2015 Perşembe

Tesirsiz Parçalar 333..

333.

Her gelmenin gelmek demek olmadığını, haliyle de her gitmenin aslında gitmekten sayılmayacağını daha bebeyken öğrenmiştim. İlk annem gitmişti benden. İki yaşındayken abiydim çünkü ve kardeşimin ona benden daha çok ihtiyacı vardı. Tamam derdim çaresiz, sıramı beklerdim. Ama sıra hiç gelmezdi. Çünkü sıranın bana gelecek gibi olduğu zamanlarda bir sürü kardeşim daha oldu. Öyle öyle büyüdüm işte..

Anladım hep durumu ve ve hep hak verdim anneme. Ne kızdım ne sitem ettim. Bekledim yine de... Dizimi masanın köşesine çarptığımda, mahalledeki çocuklardan dayak yediğimde, babam ilk tokatı attığında... İçime içime ağladım hep. İçime içime ağladım ve bekledim. Annemi bekledim. Koşup gelseydi annem, sarılsaydı bana, yapıştırsaydı kafamı göğsüne, ortalığı ayağa kaldırırcasına ağlardım. Ama annem hiçbirinde gel-e-medi. Hep çok işi vardı çünkü! Öyle öyle, kimselere göstermeden, içime içime ağlamayı öğrendim.

Demem o ki, ben şimdi sana kalk gel demem. Beklerim hep ama gel demem. Diyemem. Çünkü öyle öğrendim. Canım çok yanıyor şu an. Eğer gelirsen, sarılırsan bana, yapıştırırsan kafamı göğsüne, ortalığı ayağa kaldırırcasına ağlarım. Ama gel demem. Diyemem. Öyle öğrendim çünkü. Öyle büyüdüm. Gelmezsen işi vardır derim. Çünkü biliyorum. Sevdiğim bütün kadınların hep, hep çok işi oldu çünkü. Bir şey demem o yüzden. Oturur beklerim. Gelirsen ne iyi edersin. Gelmezsen bir şey demem. Beklerim...

25 Ağustos 2015 Salı

Tesirsiz Parçalar 331-332..

331.
Sen gelmesi gitmesi bir, el kadar kadındın
Ben annem hariç sevdiğim her şeyde yanıldım
Olmayacak yerlerde biteviye kalırdın
Her yeni gün umutla geleceksin sanırdım
Böyle böyle gölgene razı oldum, alıştım
Annem hariç sevdiğim her şeyde yanıldım





332.
Sen ellibin yıl önce toprağa yerleş. Zaman geçsin etrafını çitle çerle çöple çevir, burası benim de. Sonra yazıyı bul, tekerleği bul, parayı bul, çağlar geçsin, feodalizm, emperyalizm, kapitalizm, sanayi devrimi bok püsür bir milyon tane hikaye. Geçsin sonra ellibin yıl ve hayalin şu olsun; emekli olup iki dönüm yer alayım kendime, tulumbamdan suyumu çekip kendi domatesimi yetiştirip diktiğim ardıç ağacının altına gömüleyim. Bence de süper fikir. O zaman kim kandırdı da bizi ellibin yıldır sikik sikik işlerle uğraştık. Madem başa dönecektik derdimiz neydi lan! .Mına koyim medeniyetinin, iki dönüm toprak, biraz su, biraz tohum yetiyor işte. Hep yetiyormuş hatta. O tekerleği ilk döndüren puşt kimse allah bildiği gibi yapsın onu!

20 Ağustos 2015 Perşembe

Tesirsiz Parçalar 330

330.

Hareket ve manasız girişimler alayımızın maymun olmasına neden oluyor. İnsan sadece mecbur kaldığı kadar enerji harcasa depresyondan obeziteye ne varsa muzdarip olduğu, hepsinden kurtulabilir. Çok konuşuyor, çok içiyor, çok sevişiyor, çok yemek yiyor, çok kitap okuyor, çok tv. seyrediyor, çok küfrediyor ve sonra bunların hepsinden şikayet ediyoruz. Canı sıkılan bir ladin ağacı gördünüz mü hiç? Göremezsiniz. Çünkü bir ladin ağacı ladin ağaçlığı asgari neyi gerektiriyorsa onu yapıyor. Fotosentezse fotosentez, o kadar! Fazladan tek bir kanat çırpmıyor kuşlar, gerek yoksa ekstra tek bir kulaç bile atmıyor balıklar. Neden? Çünkü hepsi bizden daha akıllı...

ZANGOÇLARA SELAM SÖYLE

hissetmelerin
birbirleriyle
kafa bulduğu
bu yerde
sığındığın ve sığındığına
pişman olduğun her insan
içinde patlayan
geniş zamanlı
bir bomba

tüm bunları bilirken
tüm bunlara inat
olanları olacak olanlardan
ayıramayacak kadar saf
bir sen varsın
bir de arsenik!

atların çığlıklarının
ve sodayla karışık rakının
geçti an itibariyle
hükmü
olacak artık olacak olan
kim geçebilir önüne

beni bırak
söylediklerimi de
hemen şimdi bir mum yak içinde
ikimizin yerine
ve bir dilek tut
mümkün olan en dar zamanlı bir dilek
ben uzaktan elham okurum
sen zangoçlarına çan çaldır
ayrılığın şerefine!

17 Ağustos 2015 Pazartesi

TESİRSİZ PARÇALAR 328-329.

328.
Hayat ne biliyor musun abi? Düşün bak rövanş maçındasın. İlk maç kendi evinde sıfır sıfır bitmiş. İkinci maç oynanıyor. Deplasmandasın. Dakika doksan artı iki. Bir sıfır yeniksiniz. Hakem üç dakika uzatma vermiş. Yani bitime yarım dakika ya var ya yok. Gol atarsanız tur sizin, atamazsanız her şey bitiyor. Maçın uzama ihtimali yok. Bir uzun top yollamış kalecin. Önüne düşmüş. En ileride sen varsın. Pas verecek adam arıyorsun. Arkadaşlarının yorgunluktan götü düşmüş. Etrafında kimse yok sizden. Senin de götün düşmüş. Topu sürmeye mecalin yok. Sürebilsen kaleciyle karşı karşıya kalıp topu kaleye takman işten bile değil. Ama mecalin yok. Ve maç bitti bitecek. Umutsuzca ve tüm gücünle abanıyorsun topa. Kaleye en az otuz metre var. Olmaz. Gol mol olmaz. Bi sik olmaz artık. Ama n'apçan, olmayana kadar zavallı bir umutla bekliyorsun işte. Top üstten auta çıkana kadar bekliyorsun. Maç bitiyor sonra. Eleniyorsun. İşte hayat o havadaki top abi. Biliyorsun hayatta gol olmayacak. Ama başka ne çaren var ne de şansın. Bir şey olmayacağını bile bile bekliyorsun. Bir şey olmayacağını bile bile beklemek işte hayat..





329.
Anlatmaya doyamazsın bağını bahçesini
Kuş kondurmaktan bahsedersin serin bahar akşamlarından
Susar dikkatle dinlerim
Iskaladığın bir şey olur ama sen fark etmezsin ben fark ederim
Ne de olsa şehir sonuçta
İzmir seni çok sevmez
Ben seni çok severim