Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

28 Şubat 2012 Salı

Neden bu kadar çok kitap okuyorsun?

Neden bu kadar çok kitap okuyorsun?
- Yapacak daha iyi bir şey aklıma gelmediği için..

Neden bu kadar çok kitap okuyorsun?
- Yazamadığım için..

Neden bu kadar çok kitap okuyorsun?
- Ne yapayım? Aptallıklarınızın bir parçası mı olayım? Bana böyle bir soru soran biriyle bir kaç saat konuşmak zorunda kalmaktansa ömrüm boyunca kitaplara gömülmeyi tercih ediyorum..

Neden bu kadar çok kitap okuyorsun?
- İnsan sevmiyorum ben. Gerçek insanları sevmiyorum. Fazla sıkıcılar. O yüzden kitaplarda bulduğum ve gerçek olmadıklarını bildiğim insanlar ruhumu dinlendiriyor..

Neden bu kadar çok kitap okuyorsun?
- "Sorma neden niçin, her şey yalnızlıktan.."

Neden bu kadar çok kitap okuyorsun?
- Küçüklüğümden beri böylesine şaşkın sorularla karşılaştığımda ne cevap vereceğimi bilemediğim için..

Neden bu kadar çok kitap okuyorsun?
- Neden insanlar bu kadar az kitap okuyor?

Neden bu kadar çok kitap okuyorsun?
- Neden balıklar su altında boğulmuyorlar? neden kediler hep dört ayaklarının üstüne düşüyor? neden sevdiğimiz ölüler ve sevmediğimiz diriler çok...

25 Şubat 2012 Cumartesi

Tesirsiz Parçalar 111..

111.

Olur olmaz ne varsa havale ettiğimiz zaman
zaman ki bir yerde geçip gitmeye mecbur
bir sen varsın her türlü geçmelerin dışında
bir de haftada bir iki rakı içtiğim geceler
aklımın ermediği bir yer burası bu dünya
kediler ve zabıtalar ve benzini bitmiş zippo
başımla beraber dönerken beraberimde her şey
belki hayat aslında biçimsiz bir kontrplak
kontrplak ki annemin en sevdiği malzemedir
anneler neyin sevilmesi gerektiğini çok iyi bilir
bir ben varım uzağında her türlü bilmelerin
okuduğum kitaplar ve yalanlar ve yalanlar
yavaş yavaş arttıkça kanımdaki ispirto
şaşmaktan vazgeçiyorum anneme sana ve hayata
hayat dediğimiz şey komple bir düzmecedir
erken kaybeden herkes önce kendine yenilir..

22 Şubat 2012 Çarşamba

Tesirsiz Parçalar 110..

110.
Bazı geceler, zaman duracak kadar yavaşlar. Böyle anlarda insan kendine anımsayıp kederleneceği bir anı seçer istemeden. Binlerce kötü anı içinden en çok canını yakanı bulup çıkartır bilinç ve öncesinin arafındaki çöplükten. Bazı geceler, zaman akmayı unutur. Canını ısırmak ister insan geçemeyen saatler boyunca. Belleği, yıllarca şımartıldıktan sonra terk edilen, artık sokak köpeği olmayı beceremeyen ama gidecek bir evi de olmayan zavallı bir kaniş acınasılığıyla oradan oraya atlayıp durur. Bazı geceler, zaman bir yerlerde takılıp kalır. Bazı şarkılar sadece böyle zamanda dinleyelim diye vardır. Bazı şiirler ancak böyle zamanlarda anlaşılabilir. Bazı hikayelere sadece ve sadece böyle zamanlarda katlanılabilir. Bazı geceler, zaman buzdan bir bıçak kadar sert, soğuk ve şeffaftır. Görünmez bir el onu ruhumuzun en hassas noktasına batırır..

5 Şubat 2012 Pazar

Dayımın Arkasından..

Sen o başkasıydın sahi artık bizimle olmayan
Ben ortalıkta dolaşan cep kanyağı muadili
Herkesin mi canı yanar bu işte bir yalnızlık var
Yalnız atlar bile koşamaz Napolyon'un atı hariç
Napolyon ki Waterloo'yu gördü yine ölmedi
Ölüm bu kolaysa da ha deyince ölünmüyor
Dayım öldü üç gün önce kimse beni anlamıyor..

"Acta est fabula" diye bir şey gördüm ben bir yazı
Çok içtim bu akşam rakı anlamadım başta bir şey.
Ayıldım sonra öğrendim Sezar'ın son sözleriymiş
Oyun bitti demekmiş bak sen allahın işine
Oyun bitmez yüce Sezar sen bitersin ben biterim
Dayım bile öldü bak yine oyun bitmedi
Yaşamak kirli bir oyun yaşlandıkça anladım
Anladım ağladıkça ağladıkça anladım..