Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

31 Mart 2011 Perşembe

Tesirsiz Parçalar 28..

Ortada kocaman bir sıkıntı vardı. Yaklaşık iki saattir tek kelime konuşmamışlardı ve iki gün daha konuşmamaları için gereken bütün koşullar oluşmuştu. Adam canı sıkılan bir adamın canının sıkıntısını belli edebileceği her şeyi yaptı. Amaçsızca salonda dolaştı, telefonu alıp hiç gelmemiş mesajları sildi. Bir ara viledayı kavrayıp mutfağın fayanslarını silmeye girişti, ama çok kısa süre sonra viledanın sapını bacaklarının arasından geçirip uçan süpürge muamelesi yaptığını farkedince süratle bundan vazgeçti. Üst üste sigara yaktı, hiçbirini sonuna kadar içmedi. Galiba sigara içmekten çok sigara yakmak istiyordu canı. Sonra eline bir kitap aldı. Ama yaklaşık yirmi dakikadır önsözü okuyordu ve bunun da can sıkıntısını gidermeyeceği çok ortadaydı.. Bütün bu süre boyunca kadın sadece ojeleriyle ilgilendi. Tırnaklarına Rönesans dönemi kilise freski özeni göstererek yavaş ve dairesel hareketlerle saatlerce oje sürdü. Güneş batmak üzereydi. Adam balkona çıktı. Betona bağdaş kurup sözlerini bilmediği eski bir Deep Purple şarkısı mırıldanmaya başladı. Tam o sırada içerden kadının sesi geldi.
Kadın : Çay içer misin ?
Adam : İçerim.
Kadın : Film de almıştım gelirken izleyelim mi?
Adam : Olur.
Anlaşılan, oje seramonisi bitmişti. Adamın canı hala çok sıkılıyordu. Çay içmek istemiyordu aslında, film izlemek de istemiyordu. Ama böyle şeyler söylenmezdi. Sabaha kadar balkonda oturup bilmediği dillerde sözlerini bilmediği şarkılar mırıldanıp peş peşe sigara yakmak dışında hiçbir şey istemiyordu. Ama o kadar özgür değildi. Yavaşça doğruldu yerinden. Mutfakta kadınla göz göze geldiler. Kadın gülümsedi, adam karşılık verdi. Sonra çay suyu koydu kadın, adam da Dvd'yi açıp filmi yerleştirdi. Çay içip, film izlemeye başladılar. Sonra kadın usulca adama sokulup battaniye ile üzerlerini örttü. Başka zaman olsa muhtemelen sevişirlerdi. Ama ortada kocaman bir sıkıntı vardı ve kimsenin bunu dillendirmeye cesareti yoktu. Filmin ortalarına doğru kadının nefes alış ritmi standartlaştı ve adam onun uyuduğunu anladı. Uyandırmamak için azami çaba göstererek çekyattan ayrıldı. Kadın mırıldanarak ve adamdan kalan boşluğa gövdesini iyice yayarak uyumaya devam etti. Adam balkona çıktı. Betona bağdaş kurup biraz önce mırıldandığı ve sözlerini bilmediği Deep Purple şarkısını hatırlamaya çalıştı. Çok uğraştı ama bu kez melodiyi bile çıkartamadı. Olsun dedi kendi kendine, Orhan Gencebay'da olur...

2 yorum:

  1. Bazen MUslum de olur ama bazen.çok güzel yazıyorsunuz.KAleminize saglik

    YanıtlaSil
  2. hoca sen bizim evde olmayasın:))) bak paronayak nöbeti geçiririm içimden piskopatgillerin erdal olurum :))

    sıkıntılarına sağlık, dertlerin çok olsun, gidecek bitecek dertler..
    erdalgök/beyaz_yalan

    YanıtlaSil