Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

8 Şubat 2014 Cumartesi

MUTSUZLUĞUMUN MÜSEBBİBİSİN BATMAN!


Rakı masasından aç kalktığımız gecelerden biri. Son tramvaya yaklaşık yarım saat var. Yürürken birbirimize bakıyoruz Caner'le..

"Mc Donalds'a girip Big Mac yiyelim mi?"

Çok canım istemiyor aslında. Ama diğer seçenek olan kokoreçi hiç istemediğimden peki diyorum gönülsüzce, yiyelim. Önündeyiz de zaten dükkanın. Giriyoruz..

Kasada sipariş verirken gözüm sağdaki camekanlı bölmeye kayıyor. Ve bingo!! Oradalar, görüyorum. Dört farklı Batman oyuncağı. Çocuk menüsüyle beraber verilenlerden. Görür görmez Big Mac'ten vazgeçip dört tane çocuk menüsü istiyorum. Saat onikiye geliyor. Dükkanda iki tane sarhoştan başka kimse yok ve sarhoşlardan biri dört tane çocuk menüsü istiyor! Haliyle kasadaki çocuk bir tuhaf bakıyor bize.

"Paket mi olacak abi?"
"Yok. Yerim ben burda, paket olmasın."

Dört hamburger,dört küçük patates, dört Ice Tea şeftali ve dört süper oyuncak.. Batman gözlüğü, Batmobil, Batman Motorsikleti ve elinde arbalet benzeri bir silah tutan Batman. Hızlıca önümdekileri yutup oyuncakları cebime sokuyorum ve çıkıyoruz dükkandan. Tramvay durağına doğru yürüyoruz. Caner yan yan bakıyor.

"Manyaksın sen oğlum!?"
"Abi çok güzeller ya."
"E parayla da satıyorlar onları. Tanesi dört lira. Niye dört tane hamburger yedin hayvan gibi?"
"Ne bileyim amına koyim. İçerde söyleseydin ya"

Yetişiyoruz son tramvaya. Hayli kalabalık. Ayaktayız. Önümüzde, annesinin kucağında oturan sevimli bir kız çocuğu var. Gözleri ağlamaktan şişmiş. Belli ki çok mutsuz. Öyle boş boş bakıyor sağa sola. İçimi eziyor onun o hali. Cebimden oyuncakları çıkarıp gösteriyorum. Elini uzatıyor gülümseyerek. Ve bende o an düşüyor jeton. "Laan, ne yapıyorum ben!?" Ama artık çok geç. Çocuğun eli havada. Allah belamı versin diyerek kendime, oyuncakların içinden reytingi en düşük olanı, gözlüğü uzatıyorum. Başını sallıyor iki yana. Batmobil'i verecek oluyorum. Iıhh. Oyuncakların en güzelini, elinde silah tutan Batman'i istiyor çakal. Ee bi bok yedim, gerisini getirmem gerekecek maalesef. Çaresiz, suratımdan düşen bin parçayla beraber veledin avuçlarına bırakıyorum, oynamaya doyamadığım sevgilimi! Caner pis pis gülüyor. Çocuğun annesi teşekkür ediyor. Ben dokunsan ağlayacak haldeyim. Gitti canım Batman..

İniyoruz tramvaydan. Caner evine gidiyor. Ben evime. Mutsuzum. Bildiğin mutsuzum. Ulan salak diyorum kendi kendime, sana ne lan elalemin çocuğundan. Ne bok yemeye gösterirsin oyuncakları. Al işte gitti mis gibi Batman!!

Kalan oyuncakları bilgisayar masasına koyup seyretmeye başlıyorum. Gözlük, motosiklet, Batmobil.. Zerre kadar oynamak gelmiyor içimden. Ben eli silahlı Batman'i istiyorum!

Zaman geçiyor biraz. Mutsuzluğum geçmiyor. İnternetten en yakın Mc Donalds'ın telefonunu bulup arıyorum. Saat ikiye kadar servis yapıyorlarmış. Saate bakıyorum. Bir buçuk. Ohh diyorum. Bir tane söylersem ayıp olacak şimdi; sadece oyuncak için de gelmezler bizim eve kadar. Üç diyorum birden, üç makul bir sayı gibi geliyor. Üç çocuk menüsü isteyip, oyuncakları da güzel güzel tarif edip beklemeye başlıyorum..

Yarım saat sonra geliyor emanetler. Parayı ödeyip paketle beraber geçiyorum odama. Yiyecekler umurumda değil. Hemen oyuncaklara saldırıyorum. Batmobil. Motorsiklet. Gözlük.. Batman yok! Nasıl olur lan? Hemen telefonu alıyorum elime. Arıyorum Bağlar Mc Donalds'ı. Oyuncağım nerde lan diyorum. "Ondan kalmamış abi" diyor eleman. "Farketmez diye düşünüp olanlardan gönderdim." Allah belanızı versin diye bağırıp fırlatıyorum telefonu!

Dört hamburger yedim. Dört patates, dört Ice Tea. Üçer tane de önümde var. Kusmak üzereyim. Ve mutsuzum. Hayvan gibi mutsuzum..

1 yorum: