Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

22 Kasım 2011 Salı

Tesirsiz Parçalar 83-85..

83.
Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için der üç silahşörler. Bense henüz altı yaşındayken top oynamaya çalıştığım çocuk kalabalığının suratına haykırdım yaşam mottomu. Hala da her zaman, her yerde, herkese aynı şeyi söylüyorum. Hepiniz birsiniz ben tekim..

84.
Bütün hayatı boyunca çalıştı babam. Bizleri okutabilmek, bitmek bilmeyen saçma sapan isteklerimizi karşılayabilmek için sabahtan akşama kadar otuz yıldan fazla çalıştı. Hayat bana sokaklarda orantısız güç uygularken ve ne zaman kimin elinde patlayacağı belli olmayan serseri bir mayın gibi ortalıkta dolaşıp dururken ben, annemin saçlarının yarısı cam kenarına büzülüp gecenin bir yarısı eve dönmemi beklerken ağardı. Elli bir yaşında annem ama en az yetmiş yaşında gibi gösteriyor. Babam desen ona keza. Ve ben bu yaşıma kadar belki de bir hiç uğruna ziyan ettikleri ömürlerinin küçük bir tesellisi sayılabilecek, onların gurur duyabileceği hiçbir şey yapamadım. İlk fırsatta kaçtım yanlarından, anlatması bile yıllar sürebilecek türlü türlü saçmalıklardan sonra da son çare tekrar yanlarına sığındım. Biraz daha buruşmuştu derileri, saçları neredeyse tamamen ağarmış, dişleri dökülmüş. Ama bebekliğimden beri bana bakarken ışıl ışıl olduklarının farkında olduğum gözlerindeki parıltı bıraktığım gibi duruyordu işte. Ve benim için en acı olan da buydu galiba. Umutlarını kesmiş olmalarını ne kadar da isterdim oysa. İsterdim ki bütün dünya gibi onlar da benim adam olamayacağımı fark etmiş olsunlar. Bana dair ya da benimle ilgili hayaller kurmaktan vazgeçsinler isterdim. Defol git demelerini isterdim, nerede kaybettiysen hayatının ışıltısını orada iyileştir yaralı ruhunu. Demediler. Tek bir kötü söz çıkmadı ağızlarından. Ne ben değişebilirdim oysa ne de onlar gurur duyabilecekleri bir çocuğa sahip olabilirlerdi. Yine de seslerini çıkarmadılar. Babam usulca seccadesine akıttı herkesten gizlediği gözyaşlarını annem de artık tamamen bembeyaz olan saçlarını taramaktan bile vazgeçip ‘oğlum’ dedi sadece ‘Aç mısın? Isıtayım mı yemeği?’

85.
Şu an Yakutistan’da, Norfolk Adası’nda, Kuzey Osetya’da ve Ningxia Huizu Özerk Bölgesi’nde yaşayan bir sürü insan bizim varlığımızdan haberdar bile değil. Şu an Gagavuzya’da ve İngiliz Virgin Adaları’nda sevişen çiftler vardır kuvvetle muhtemel. Tam şu anda Güney Georgia ve Güney Sandwich Adalar’ında ağlayan çocuklar, Zhuang Özerk Bölgesi’nde ve Kırım Özerk Cumhuriyeti’nde gülen çocuklar, Udmurtya ve Fransız Polinezyası’nda ne yaptığını bilmeden dolaşan çocuklar vardır. Karakalpakistan’da bir genç kız terk edilmeyi gururuna yediremediği için intihar etmek üzere olabilir şu an. Tam olarak şu an Koryak Özerk Bölgesi’nin saçma sapan boşluğunun ortasında kör bir dilenci siftah yapamamanın hüznünü yaşarken bir taraftan da akşam ne yiyeceğinin muhasebesini yapıyor olabilir.. Dünya sandığımızdan çok daha büyük ya da biz düşündüğümüzden çok daha küçüğüz ya da her ikisi birden bilemedim şimdi. Bildiğim tek şey, kendimizi gereğinden fazla önemsememizin ve dünyayı kendi zavallı çapımızdan ibaret sanmamızın zavallı bir halüsinasyondan başka bir şey olmadığıdır hepsi bu..
Çağrı Ener Dinleyici abime sevgilerimle..

2 yorum:

  1. merhabalar
    bir basit okuyucu ve takipçi olarak, hergün ısrarla ve sabırsızlıkla yazılarınızı beklediğimi söylemek istedim. sizin karanlık ruhunuzdan benimkine akan kelimeler özünde aynı aslında, sadece içlerimizde taşıdığımız karanlık farklı.
    velhasılı siz hep yazın, ben hep okuyayım.
    kelimeleriniz ve karanlığınız daim olsun. çünkü siz o karanlıktan besleniyorsunuz.
    sevgiyle.

    YanıtlaSil
  2. insanın içini acıtmakla beraber bu karanlık içinde paylaşılmaz denilen yalnızlığı geyet de paylaşılabilir yapan mükemmel insan. iyi ki varsınız.

    YanıtlaSil