Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

5 Mart 2014 Çarşamba

Tesirsiz Parçalar 255..

255.

Usandım artık bahaneler üretmeye çalışmaktan. Kimsenin kimseye soru sormadığı bir yer var mı diyorum. Varsa öyle bir yer oraya götürür müsün beni? Fısıldayarak, mucizelere inanır mısın diye soruyor. Ama ben sorulardan bıktım diyemiyorum. İnandığımı söylüyorum. Zaten inandığımı da biliyor. Ben inanmıyorum diyor. Ya beni de inandır, ya da sen de inanma artık. Öyle bir gücüm yok. Bunu da biliyor. Bir şey söylemiyorum. Çünkü ne söylesem nurtopu gibi bir soru daha doğuracağız. Bir bahaneyle evden çıkıp Odunpazarı'ndaki çay ocağına gitmek istiyorum. Yaşlı bir amca var orada, oralet istiyorum diyorsun hiç konuşmadan ve soru sormadan getiriveriyor oraleti. Kalbimdeki kimsenin kimseye soru sormadığı ülkeye başbakan olarak atamak istiyorum o amcayı. Bu fikir içimi biraz ferahlatıyor. Mucizelere de inanıyorum seni de seviyorum diyorum. Sonra beraber susuyoruz bir süre. Huzurlu bir suskunluk bu. Yağmur sonrası toprak kokusu gibi, uyku öncesi öncesi anne öpücüğü gibi. Artık neredeyse unuttuğumuz, ama her hatırladığımızda içimizi aydınlatan eski ve güzel bir anı gibi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder