300.
-ÇOCUK HÜZNÜ!-
Çocukluğunu yarım yaşayanlar ne kadar büyürlerse büyüsünler, her çaresiz anlarında ona geri dönerler. Onları nerede görseniz tanırsınız. En yetişkin halleri, hatta hüzünleri bile biraz çocuksudur onların. Çocuk hüznü, evet. Çok istediği oyuncağın neden alınmadığını bir türlü anlayamayan, babasının nereye gittiğini, bir gün önce akvaryumda nazlı nazlı süzülen balığına ne olduğunu, dedesinin ona sormadan neden cennete gittiğini, annesinin saçlarını yıkarken neden canını yaktığını ve neden hep yorgun olduğunu, arkadaşlarının neden oyunlarına onu almadığını bilemeyen; Allah'ın ve karşı evdeki yaşlı amcanın niye hep öfkeli olduğuna akıl sır erdiremeyen, iri bakışlı, sarkık dudaklı, bükük boyunlu çocuk hüznü... Çocukluğunu yarım yaşayanlar büyüdüklerinde, o hüznü de büyütürler beraberlerinde. Onlar bu yüzden her şeye üzülebilirler. Onları üzmek bu yüzden çok kolaydır. Bu yüzden gözlerinde akacak yer arayan yaşlarla dolaşır onlar. Onları kandırmak ve ağlatmak bu yüzden çocuk oyuncağıdır. Ve bu yüzden onlarla uğraşmak iki kere ayıptır. Onların çabucak kırılıverecek hayalleriyle oynamak iki kere günahtır. Eğer şefkat gösteremeyecekseniz, uzak durun en azından. Bütün büyüyememişlerin yarım kalmışlığının hatrına en azından bunu yapın. Uzak durun!
''tekrar çocuk olsaydım'' cümlesini kuramamak ne kötü. Çocukluğuma hep aynı Ece Ayhan şiirini adadım.''... yani ki onu oyuncakları olduğuna inandırmıştım. ...''
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilBu saatte size cay demleyen birine sahipseniz gidin ona uzun uzun seni seviyorum diyin. Seni seviyorum askim,seni seviyorum anne,kanka seviyorum la seni... Eger bu saatte size cay demleyen biri yoksa cagirin gelirim yeterki beni sevin. Dursun bu burda telefona kaydedince kayboluyo sonra
YanıtlaSilIyiymis bu cocuk hüznü...bende de vardi biseyler olmeden once
YanıtlaSil