Barlar sokağının henüz barlar sokağı olmadığı zamanlarda o sokaktaki bir apartmandaydı evim. Karşı çaprazımızda sokağın o zamanki tek barı olan 6.45, alt katımızda Leydi Bayan Kuaförü, onun yanında da Özdemir'in dövmeci dükkânı vardı. Leydi abinin de Özdemir'in de pek iş yapamamalarından ve benim de yazları ekseriyetle işsiz it gibi yapacak hiçbir şey bulamamamdan mütevellit akşam olmadan barda içmeye başlar, hava kararmaya yakın bir bardak daha mı içsek yoksa birbirimizin kafasına mı sıksak diye düşünür dururduk. Hayatımın hiçbir döneminde canımın o zamanlardaki kadar sıkıldığını hatırlamam…
O saçma sapan günlerin birinde, benim de Özdemir'in dükkânında olduğum bir öğleden sonra içeri otuz yaşlarına yakın bir adam girdi. Elinde tuttuğu buruşuk kâğıdı uzatıp dövme yaptırmak istediğini söyledi. Özdemir önce kâğıda sonra adamın suratına sonra tekrar kâğıda ve sonra da bana baktı. Merak edip elimi uzattım. Kâğıdı alıp baktım. Bir b.ka benzetemedim. Ben de adamın suratına baktım önce sonra kâğıdı Özdemir'e verdim. Sonra da dayanamayıp epeydir süren sessizliği bozdum.
"Abi bu ne?"
"Bunu yapacaksınız", dedi ve bir çırpıda tişörtünü sıyırıp yan dönerek eliyle böbreğinin üstündeki yumuşak bölgeyi gösterdi.
"Buraya yapacaksınız."
Özdemir şaşkınlığı üzerinden atamamış, "tamam yapalım .mına oyim da bu ne lan?" dercesine bakıyordu. İş başa düşmüştü yine. Kâğıtta görülen tek şey ceviz büyüklüğünde siyah bir lekeydi. Büyük, kenarları taşmış, içi dolu siyah bir yuvarlak. Neydi lan bu
Sordum tekrar;
"Abi, bu ne?"
"Doğum lekesi!"
Al işte. Zaten akıllı adamın bizle ne işi olur?
"Senin doğum leken mi abi?
Herifin surat düştü. Çenenin yayına .ıçayım Ali o nasıl soru lan? Adam şimdi tekme tokat dalacak bize! Neyse dalmadı Allahtan.
"Yok benim değil. Eski sevgilimin. Aynı yerde aynı şekilde bir doğum lekesi vardı onun. Aynısından yaptırmak istiyorum."
Herif konuşunca gaza geldim ben de,
"Abi madem çok seviyorsun kızı isminin dövmesini yapalım, kalp yapalım bir şey yapalım. Doğum lekesi dövmesi olur mu hiç?"
"Yok lan ne sevmesi. Onun .mına koyim ben. Üç sene beraberdik bu kaltakla. Köpek gibi âşıktım. Bir gün en yakın arkadaşımla yattığını duydum. Sıkıştırdım biraz itiraf etti. Bir kere de yapmamışlar üstelik defalarca yatmış kansızlar!"
Acıdım. Gözleri dolmuştu adamın…
"E .iktir et abi o zaman. Unutman lazımken ne diye kızın doğum lekesinin dövmesini karnına yaptırırsın?
Güldü...
"Kızı .iktir ettim abicim zaten. Mesele o değil. Mesele en güvendiğim, en sevdiğim insanın bile hiç ummadığım bir anda beni aldatabileceğini unutmak istememem. Kiminle olursam olayım, karım bile olsa yanımdaki, her çıplak kaldığımda bu .mına kodumun lekesine bakıp kendi kendime diyeceğim ki, unutma lan! Sakın unutma. Herkes herkesi her an aldatabilir. Herkes herkesi her an aldatıyor olabilir. En azından herkes herkesi bir ara muhakkak aldatır. Lekeye bak ve sakın unutma!"
Tekrar göz göze geldik Özdemir'le.
"Biz de mi dövme yaptırsak lan?"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder