bir yığın taşkınlık kepazelik
ve pespayeliği müteakip
dönüp arkamızdan baktığımda
ne olabilir ki diyorum bundan sonra?
biliyorum aslında, hiçbir şey..
bundan sonra
sonrası şiddet
sonrası acı
ben taş ve sopalarla saldırdım sana
cebimde ateşlemeye kıyamadığım molotof kokteyli
sen biber gazı göz yaşartıcı bomba ve tazyikli suyla karşılık verdin
orantısız güç kullandın sevgilim
bir tür faşizm uyguladık birbirimize..
yaralı bir hayvan gibiydin karşılaştığımızda
-kızma, hata olmaz teşbihte-
bense kötü yaşamış depresif lağım faresi
iyi edebiliriz derken birbirimizi
öldürdük iyi niyetlerimizle birlikte
iyileşebilme ihtimalimizi..
artık işe yaramaz sözler söylemek dışında hiçbir şey gelmiyor elimden
efsanevi suskunluğumun yerini acınası bir gevezelik aldı
şimdi bu mübarek Valentinin bilmem nesi akşamı
durmadan konuşuyorum
ki ihtimal birbirimize yapacağımız kötülükler bunlarla sınırlı değil
seni anımsadığım zamanlarda
yüzümde beliren istemsiz ve gerzek gülümsemeden kurtulabilmem için
gıyabımda daha çok lanetlenmem gerekli..
kötülük ruhumuzda ve karardıkça
yüzümüz gibi kalbimiz
birbirimizden daha çok çekeceğimiz var.
'noel ağaçları ve manolyalar kahrolsun'
mısra-ı şahanesini mırıldanıp durduğum şu aziz valentinin müstesna akşamında
her neredeysen bil ki
hayal kırıklığının karargahı orada..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder