Medeniyetin önemli göstergelerinden biri de herhangi bir şeyi protesto etme şeklidir. Bireysel olarak ya da topluca!
Norveç ve dünya edebiyatının en büyük yazarlarından, 1920 Nobel ödülü
sahibi Knut Hamsun, ikinci dünya savaşı yıllarında, henüz ülkesi işgal
edilmeden evvel Nazi taraftarlığı ve propagandası yapıp, ülkesinin
işgaline zemin hazırlamaya çalışır. Ve sonunda Norveç işgal
edilir. Acı dolu günler yaşanır. Savaş bitip işgal sona erdiğinde son
derece kırgındır Norveçliler en büyük yazarlarına. Fakat ne hakaret
ederler, ne bağırıp çağırırlar ne de intikam hissiyle saldırıya
geçerler. Peki ne mi yaparlar?
Bir sabah, genç bir Norveçli,
elindeki Hamsun kitabını yazarın evinin önüne bırakıp sessizce
uzaklaşır. Bir süre sonra biri daha kitap bırakır aynı yere. Sonra biri
daha, biri daha, biri daha... Oslo'lular ellerindeki Hamsun kitaplarını
yığarlar yazarın kapısının önüne. Ne bir arbede yaşanır, ne de kötü bir
laf edilir. Kırgın Norveç'liler kitapları sessizce bırakıp dağılırlar.
Adeta kendi kitaplarından bir dağ oluşur Hamsun'un bahçesinde. Bu zarif
tepki, doksan küsür yaşındaki yazara ömrünün en acı dersini verir.
Pişman, mutsuz ve utanç içinde yumar hayata gözlerini..
Demem o
ki; biraz zeka, biraz da zerafet ve medeniyet, taşla sopayla yaratılan
tahribattan çok daha asil ve etkili sonuçlara yol açabilir..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder