Kaçırdığımız sabahlara ciddi bir özür borçluyuz
beraber uyanmadığımız bütün sabahlar
bir şey eksikti vardı yeryüzünün haberi
yanımızda başka bedenler
aklımızda başka hayaller
ama aynı güneş aynı gökyüzü
ve sen büyürken kimselerin fark edemediği yerlerde
gözlerini anlamsızca dikerken en yükseklere
durmaksızın seni düşündüğümü söylemem doğru olmaz..
Ama günün başka kimselere anlamlı gelmeyen anlarında
bazen onu elli geçe mesela
bazen ikiye altı kala
çorabımın tekini ararken ya da
kaç yumurta kıracağımı düşünürken tavaya
mütemadiyen seni düşündüğümü söyleyebilirim.
Sevgilim denmez artık uzaktaki sevgiliye
sevgilim denmez çok ayıp ama sevdiğim diyebilirim
sevdiğim belli olmaz saçma sapan bir zamanda
bir çocuk gülüşünde ya da eski bir türk filminde
farkında bile olmadan aklına gelebilirim..
uzaktaki sevgili, sevgini bilip seni ertelerse ne olur. bugünlerimi iyi yaşayıp sonra sevgine karşılık veririm derse ne olur. bunun provası ya da herhangi bir şeyi var mıdır acaba?
YanıtlaSilAferin
YanıtlaSilAşk bu...
YanıtlaSilİşte asıl aşk da bu...
Kimse hayatta aşkı acı çekmeden yaşayamaz...
Kimi benim gibi 4 ay gece gündüz ağlar
Kimi senin gibi her sabah yeniden sever
Çünkü aşk bu sağı solu belli olmaz...
kaçırdığımız her bir sabaha selam olsun
YanıtlaSilyoksun olmaya da niyetin olmadı hiç
ne yerin ne göğün hiç kimsenin haberi yok
yanımızdaki başka bedenlere
ciddi bir kalp borçluyuz
aklımızdahi hayallerin bedeli
sevgilim denmez elbet
fakat duymazsa kulaklar
var mı bi sakıncası
sevgilim bak aynı yağmur aynı bulutlar
tek tel saçın
şemsiyen
utandığımız beraber girmeye altına
bak aynı tümsek aynı sızı dizlerinde
sevgilim belli olmaz saçak saçak bi yağmurda
bu oynucakçıda
bi kış bi kestanenin soyulmuş kabuğunda
farkında bile olmadan aklına gelebilirim
Beraber olduğumuz her bir sabaha selam olsun... Ve geçmeyen geçmişe...
YanıtlaSilYenilmeyen kestaneye, kullanilmayan şemsiyeye,o tek tel saça, bulutlar ve yağmurada selam olsun
geçmiş çoktan geçmiş olan geçmiş olsun
YanıtlaSilve sen , uzanırken bambaşka hayallere
atarken kulaçlarını başka kıyılarda
hiç haberin yokken ölümden ve ölenden
herşeyin üzerine yemin ettiğin saadetinle
dönüp bakmazken ardına
kılıçtan keskin tek kelime maillerin
çok kez öldürdü tek bir canımı
şimdi çok döküldüm çok saçıldım ben
dibimde kalmış bir yudum yaşamak
bırak kanılsın yetene dek bitene dek
şimdi ey uhdem ali değilim ki ben
vazgeçtim mütemadiyen seni düşünmekten
öyle ya
zaten hiç ikiye altı da kalmadı benim saatim
ilk anladığımda ki olmadığını bizli geleceklerin
türkselli bir kadının bilmediğin birtakım sözleri vurdu kulaklarıma
gözlerimde ışığı vardı yanan fotoğrafının
kıyamadığım bakmaya eski bir vesikalık
yetmedi söndürmeye yaşlarım
en nihayetinde
ne inattır bu gayrı ne gurur
bazı boyunduruklar vuruludur ruhuma
ne var ki unutulur mu
unutulsaydı keşke
lakin bazı yaraların izleri bakidir bilirsin
belki de bilmezsin
son kez söyle selamımı göz kapaklarına
ve son kez yazılanı son kez oku
son kez üzül fakat dökülmesin pınarlarından gözlerin
ille de ağlayacaksan hani
"doğarken ağladı insan
bu son olsun bu son"
"taşa değmesin ayağın
lale sümbül açsın bağın"
sonsuz selamet ile ...
size tefekkür bize teşekkür düştü. tefekküredin edin ki bulduk bir öfkenin ve de hüznün nasıl olup da neşeye döndüğünü bilsin bildik ağızlar da. sevdik biz de bin küsur yıl kadar öncesinden katılmış bir sevdayla. eda ettik sevgimizi ve geleceğe emekleyememiş her yarımın tamlandığı bir aleme inanışımızdır bu kez elhamlillahımız. bu kez mutluluğunuza iyiki doğdunuz ve doğumunuz mübarek olsun toprağa ki çöldür. dönecek muntazam bir ağaca
YanıtlaSilo ağaç ki sen sin.
tahir olmak aybolur mu hiç
tahirin tebessümü ılıttı içimizi bu kez
sanmadık yanmadık ve kanmadık bu sefer
başka alem başka vuslat belki başka kader başka keder çalsın şarkımız