108.
Zenon'un da dediği gibi. Akhillus bir kaplumbağayla yarışmaya kalkarsa eğer ve süratine güvenip kaplumbağanın koşuya biraz önden başlamasına izin verirse onu bir daha asla yakalayamaz. Ne demek istediğimi anlamayanlar bilgisayarlarının arama motorlarına Zenon Paradoksu yazıp Enter'a bassınlar çünkü benim kafam şu an detaylı olarak anlatabilecek kadar basmıyor. Küçük zamanlar birikti, büyük şeyleri ezip geçti. Bu baskılara bu sertliğe dayanamam diyordum; zamanla her şey yumuşadı. Düşünceler insanın canını acıtmıyor, biraz sersemletiyor o kadar. Şiddet değil, süreklilik insanı yıkıyor.. Zamanın her şeye ilaç olduğu, zamanla her acının azalıp sağalacağı, acının başlangıcında başkalarından duyduğum beylik laflarken nasıl da anlamsız geliyordu oysa. Olmaz diyordum, bütün insanlık yanılıyor. Beni anlamadıklarını zannediyordum, başlarından savıyorlar, geçer diyorlar, unutursun, azalır, yeni yaşantılar bindi mi acının üzerine bu günleri hatırlar gülümsersin. Evet, bu kez haklı çıktılar. Küçük zamanlar birikti ve tek başına hiçbir anlamı olmayan birbirlerinden bağımsız küçük yaşantılar iradem dışında bir araya gelip bana yeni bir şey öğretti. An ve zaman sabit aslında, küçük quarklardan başka bir şey değil süregeldiğini zannetiğimiz "zamanlar". Bir taraftan birikiyor ama öte yandan sabit. İlerlemiyor aslında, birikiyor ve yığılıyor.. Acıyı azaltan da aslında üzerinden zaman geçmesi falan değil bu birikme ve yığılma..Tabi bu söylediklerim yığılma ve birikmeler sonucunda güzel şeyler olacağı yanılsamasına zinhar neden olmamalı. Velhasıl, sakin olmak lazım. Akıllı olmak lazım..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder